Borsa Çöküşü Nedir? Tarihten Günümüze Büyük Düşüşler

Serkan T.

Mali Müşavir & Bağımsız Denetçi

Tarih

09.09.2025

Okuma Süresi

5 dk

Borsa dediğimiz şey sadece temel-teknik-grafik değil, toplumsal olayların, siyasi krizlerin, ekonomik şokların anında fiyatlandığı bir yer. “Çöküş” dediğimiz durum da işte bu zincirin en sert halkası. Tanım olarak tek bir günde %10’luk kayıplar ya da birkaç gün üst üste süren sert satışlar olarak anlatılır ama aslında mesele çok daha derin: panik, belirsizlik ve psikoloji.1929’daki Büyük Buhran bunun en bilinen örneğidir. Amerika’da bankalar peş peşe batmış, insanlar ekmek almak için el arabalarıyla para taşımak zorunda kalmıştı.

Ama dikkat edin, borsa çöküşleri sadece Amerika’da olmadı. 1987 Kara Pazartesi’nde Dow Jones bir günde %22 düştü. 2000’de internet balonu patladı, Nasdaq %77 eridi. 2008’de mortgage krizi geldi, Lehman battı, dünya piyasaları darmadağın oldu. Hep aynı hikâye: piyasa şişiyor, spekülasyon artıyor, ardından patlama geliyor.

Dünyadan Tarihsel Çöküşler

  • 1929 – Büyük Buhran: ABD’de başlayan kriz, aşırı borçlanma ve spekülasyonun patlamasıyla geldi. Dow Jones %89 eridi, toparlanması 25 yıl sürdü. İnsanlar ekmek almak için el arabasıyla para taşıyordu.
  • 1987 – Kara Pazartesi: Dow Jones tek günde %22 düştü. Bilgisayarlı algoritmalar yeni çıkmıştı, satışları zincirleme tetikledi. “Bir günde servetler yok oldu” dönemi.
  • 2000 – Dot-com balonu: İnternet şirketlerine aşırı değer biçildi, balon patlayınca Nasdaq %77 kayıp gördü. Yıllarca toparlanamadı.
  • 2008 – Küresel Finans Krizi: Mortgage piyasasının çöküşü Lehman’ın batışıyla zirveye çıktı, S&P 500 %50 değer kaybetti. Sonrası “Büyük Durgunluk.”

Bu örneklerde ortak nokta şu: çöküşler önce panik yarattı, sonra da regülasyonları değiştirdi. 1929 sonrası SEC kuruldu, 1987 sonrası devre kesiciler geldi, 2008 sonrası bankalara sıkı denetimler geldi.

Türkiye’de Büyük Düşüşler

  • Gezi Parkı (2013): 29 Mayıs’ta başlayan olaylar, 90 gün boyunca borsada baskı yarattı. BIST %33,5 değer kaybetti. Uzun soluklu düşüşün en sert örneklerinden biri.
  • 15 Temmuz Darbe Girişimi (2016): Sadece 6 gün sürdü ama BIST %19,4 düştü. Sokakta tank, piyasada panik satış aynı anda yaşandı.
  • Rahip Brunson Krizi (2018): Yaklaşık 250 gün sürdü, BIST yine %33,5 eridi. Siyasi gerilim, diplomatik baskı, dövizde patlama derken borsa resmen eridi.
  • Covid-19 Pandemisi (2020): Mart 2020’de 15 günde %28,3 düşüş geldi. Dünyanın kapanması, belirsizlik, herkesin aynı anda satışa geçmesi.
  • Naci Ağbal Krizi (2021): Merkez Bankası başkan değişimi sonrası BIST 2 günde %15 kayıp yaşadı.
  • Dolar spekülasyonu (2021): Yine 2 günde %18,7 düşüş geldi. Döviz şoku direkt piyasaya indi.
  • Kahramanmaraş Depremi (2023): 5 günde %11,3 kayıp yaşandı. Doğal afetin ekonomiye yansıması sert oldu.
  • Hamas–İsrail (2023): 3 günde %8,1 düşüş. Jeopolitik riskin anlık etkisi.
  • İsrail–İran (2024): 3 günde %9,1 kayıp. Yine bölgesel çatışma, riskten kaçış.
  • Japon Yeni Carry Trade (2024): 5 günde %8,1 düşüş. Bu da global finansal spekülasyonun Türkiye’ye yansıması.

2025’te Neler Oldu?

Yakın zamanda da borsa sert dalgalandı:

  • 18 Mart 2025: İBB soruşturmaları öncesi piyasa sinyal verdi, endeks %-0,45 kapattı.
  • 19 Mart 2025: Soruşturmalar patlayınca BIST açılışta %-6,87, gün sonunda %-8,7 düştü. Satışlar günlerce devam etti, toplam kayıp %16,5 civarı, bankalarda ise %25’e kadar indi.
  • 3 Eylül 2025: CHP İstanbul örgüt kararları ve aynı gün gelen yüksek enflasyon verisiyle endeks %-6’ya kadar indi, günü %-3,5 ile kapattı.
  • Eylül 2025 başı: Endeks 1 aylık dip seviyesine geriledi, gün kapanışı %-2,61. Yani siyasi risk ve makro veri baskısı hâlâ güçlü.

Arkadaşlar işin özünü şöyle görmek lazım: kriz geldi mi, sebebi ne olursa olsun—siyasi, ekonomik, savaş, deprem—borsanın ilk refleksi hep aynı oluyor: panik satış. Yani herkes aynı anda kapıya koşuyor.

Ama asıl farkı yaratan şey bu panik anının ne kadar sürdüğü. Kimi zaman deprem gibi, jeopolitik çatışma gibi olaylar birkaç gün sarsıyor, geçiyor. Ama Gezi’de, Brunson krizinde olduğu gibi aylar süren gerilimler yatırımcıyı gerçekten yıpratıyor.

Burada unutmamız gereken tek şey var: borsa her defasında geri dönüyor. Tarih bunun örnekleriyle dolu. O yüzden mesele “borsa çöker mi?” değil, “ben bu çöküşü nasıl yönetirim?” sorusu. Ve kazanan taraf hep belli: soğukkanlı duran, panikle satmayan, stratejisine sadık kalan yatırımcı.

ARLI Finans olarak düşüncemiz, bu işte en büyük sermaye para değil, bilgidir. Parayı koyarsın, kaybedersin, yeniden kazanırsın ama bilgi olmadan borsada uzun süre kalamazsın. Piyasayı okuyabilmek, gündemi takip etmek, bilançoya bakıp neyin ne olduğunu anlayabilmek işin özüdür.

Kriz anlarında kimin kazandığına bak, hep aynı manzara çıkar: panikle satış yapan değil, olup biteni bilen, okuyabilen, önünü görebilen yatırımcı ayakta kalıyor. Çünkü mesele düşüşün gelip gelmeyeceği değil, geldiğinde nasıl yönetileceği. Bunu da sana tek başına şans ya da “sabret” masalı kazandırmaz, bilgi kazandırır. Bir şirketin hangi dönemde borcunu çevirebileceğini, hangi haberde satışın fırsat olup olmadığını, hangi düşüşün kısa süreli şok, hangisinin uzun soluklu trend olduğunu ayırt edebiliyorsan oyunda kalırsın.

Borsa hep yukarı gider klişesi tek başına bir kurtuluş değil, önemli olan o yolculukta inişleri çıkışları okuyup doğru zamanda doğru yerde durabilmek. İşte o zaman stratejisini kuran yatırımcı olmanın anlamı var. Yani özetle, en güçlü silahın nakit değil, bilgi; en sağlam dayanağın da piyasa okumasıdır. Bunu cebine koymadan bu iş olmaz.

Sepet
Twitter Instagram Youtube